Kemal Tahir'in Karılar Koğuşu...


Geç tanıştığım ama Türk Edebiyatında sevdiğim yazarlar arasında ilk sıraya yerleşen Kemal Tahir'in Karılar Koğuşu romanı 322 sayfalık kısa sayfa sayısına rağmen geniş bir Türkiye manzarası sunuyordu... Roman tekliflerine çok açık değilimdir, genellikle sevdiğim yazarlar olan Dostoyevski, Çehov, Sait Faik, Yusuf Atılgan dışında edebi keyif aldığım az sayıda yazar vardır. Bazen tümüyle rastlantı olarak elime bir kitap geçer (örnek Peygamberin son 5 günü) çarpılır, diğer eserlerini okumak için çaba gösterir, sonra hayal kırıklığına uğrayabilirim. Kemal Tahir'de benzer olacak diye düşündüm zira  "Bir Mülkiyet Kalesi"  romanını çok değer verdiğim bir öğretmen arkadaşım önermişti. Çok da cezbedici olmayan bir kapak ve içerik konusu olmasına rağmen kitap bir anda beni kendine çekti...  Cumhuriyet dönemi yazarları arasında sayılan, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Sait Faik'in çağdaşı olan Kemal Tahir, Nazım Hikmet'le beraber içine düştükleri "Donanma Davası" nedeniyle 15 yıla mahkum olup, 1950 affına kadar 12 yıl mahpus hayatı yaşar... "Karılar Koğusu" çoğunlukla bu yılların, mahpus ortamında insan manzaralarının bir özeti gibidir... Kemal Tahir, gerçek bir aydın olarak Anadolu'nun bugünün taşra kentleri olarak anılan Çorum ve Malatya cezaevlerinde geçirdiği süreyi başta okumakla, sonra mektuplaşmakta, asıl yazarak geçirmektedir...

 (yazı epey bir devam edecek...)