Biri 90 yaşında olmasından ötürü artık çevresini bulanık gören Fransız Yeni Dalga yönetmenlerinden, fotoğraf sanatçısı Agnes Varda , diğeri yaz kış güneş gözlükleri ile dolaştığı için her daim alaca gören Fransız genç fotoğrafçı JR 'ın foto kamyonetleri ile yaptıkları Fransız turunu içeren "Yüzler ve Mekanlar" filmi çok iyiydi, daha doğrusu unutulmazdı... Sinemaya dair ilk merakımın başladığı dönemde Jean-Luc Godard, François Truffaut gibi gibi yeni dalga sinemasının önemli yönetmenlerini izlemiştim. Zaten sadece sinema da değil sanatın her alanında Amerika karşıtı sanat deyince gidilecek ilk ülke Fransa oluyordu. Cazda bile Amerikalı zencilerin ırkçılıktan bunalıp kendilerini özgür hissettikleri ilk ülkenin Fransa olması tesadüf değildir. Absüst sanatla, avangard sanatın en özgün eserlerinin üretildiği ülke de burasıdır. Yaratıcılık olarak bir Rus, Alman ya da İtalya kadar beni çok etkilemese de özgürlükten nasibini almış sanatçıların karizması çok etkileyicidir. Bohemliğin en güzel örneklerinin olduğu bu ülkede dünya sokak sanatçıların başkenti de Paris'tir kanımca... Abidin Dino, Fikret Mualla gibi usta ressamlarımız bu topraklarda nefes almışlardır... Agnes Varda ve JR bu ülkenin sanat mekanlarında yada enttellektüel şehirlerinde değil, terk edilmiş madenci mahallelerinde, fabrikalarında, kasabalarında, sahillerinde dolaşıyor, sıradan insanların dram ve mizah yüklü hikayelerini dinliyor ve buradan sanat eserleri çıkarıyorlar. JR'ın alemeti farikası olan dev mekanlara yapıştırdığı siyah beyaz billboard baskı kağıdıyla insanlara sunulan bu eserler bazen bir dalgayla bir gecede yok oluyor, çoğunlukla da insanlar tarafından gözü gibi korunuyorlar.Ama her zaman duygu yüklü bir hikaye barındırıyor bu eserler. JR'ın dünyanın dört bir yanında yaptığı projelerin İstanbul ayağı da oldukça görülesi... Agnes Varda ismini duysam da hakkında cinsiyeti dahil hiçbir fikrim yoktu. Belgesel sayesinde izlediğim Cannes ödüllü "Yersiz Yurtsuz" filmi belgesel bakışlı mükemmel bir dramaydı...