2017'nin en iyi belgeseli seçilen "China's Van Gogh" 20 yıl boyunca sadece Van Gogh resimleri kopyalayan bir Çinli zanaatkarın tek hayali olan Amsterdam'daki Van Gogh Müzesine olan yolcuğununu anlatıyor... Üniversiteye kadar uzanan ergenlik dönemim boyunca zaman zaman resim yapma hevesine kapılmışsam da kısa zamanda beceriksizliğimin ayırtına varabilmiştim. Askerlik dönemimde yeniden parlayan bu sevimli ruh durumum, en azından yalnız geçen boğucu İstanbul günlerimde bana çok iyi gelmiş, hala sakladığım bazı desenlere sahip olmama neden olmuştu. İşi o kadar ciddiye almıştım ki Akmar Pasajı'ndaki malzeme satan dükkanlarının vitrinlerinde pahalı suluboyaları inceler hale gelmiştim. O dönemimde Kadıköy kaldırımlarında satın aldığım "The Great Artists Van Gogh Book 1" kitabını ve arasında ki o günlerimi anımsatan kuru yapraklarımı ve yazdıklarımı hala saklamaktayım... Resme ve ressamlara olan saygım ve ilgim nereden kaynakladığı bilinmez ama müzisyenlerde önceki tüm arkadaşlarım başta Murat Babacan olmak üzere ressamlardan oluşmaktaydı. Hamdi İmer, Dilek, Lütfiye Kösten gibi o dönemdeki dostlarımla tanışmam da ve yeni bir yaşamın önüme serilmesinde fakültelerimizin yan yanalığı yanında benim sanatçılarla tanışmaya olan öz güvenimin de rolü çoktu... Van Gogh hayranlığım ne zaman ve nasıl başladığını hatırlayamasam da özgün sarı rengi ve fırça vuruşları gibi ustalığının ayırt edici özelliklerini pek tabi bilmekteydim. Bunda belki de Akira Kurusawa'nın Düşler filmindeki "Kargalar" bölümü de rol oynamaktaydı. Sinema edebiyat ve tüm görsel sanatlara olan ilgimi arttıran en önemli araçtı. Çinli iki yönetmenin çektiği bu muhteşem belgesel Van Gogh üzerinden para kazanan insanları değil, ona duydukları hayranlık ve saygıyla yıllarca resimlerini yapıp, ana vatanı Hollanda'ya satan fakir insanların hikayesini anlatmakta. Saatlerce Van Gogh resmi yaptıkları küçüçük atölyelerde beraberce yatan bu zanaatkarların tek eğlenceleri Van Gogh üzerine filmler izlemek ve bir gün Amsterdam'da ki "Van Gogh Müzesi"ni ziyaret etmek. Film bu resim işcilerinden biri olan Xiaoyong Zhao'ya odaklanıyor ve onun Hollanda yolculuğuna eşlik ediyor. 8 Euro'ya Amsterdam'a gönderdiği tablolarının 500 Euro'ya satıldığı gören Zhao'nun içsel dönüşümü ve Çin'e döndüğündeki aldığı yeni kararlar için bu film defalarca izlenir...