Rüyalardaki Anima'yı Dinlemek...


Son iki aydır giderek an fazla dinlediğim albüm olan "Anima" şarkı sözlerini anlamadığım için üzerine yazma cesareti bulamadığım, ama melodileri ve ritmi ile sanatsal kalitesine şapka çıkardığım bir çalışma. "Thom Yorke Hakkında Kelam Üretmenin Zorluğu" başlıklı kelamım bu albüm içinde geçerli... Gördüğü rüyaları hatırlamayan ben için bu albüm üzerine yazı yazmak biraz daha zor olmalı zira albüm denilene göre Carl Gustav Jung’un rüya takıntısından ilham almış. Albümün tanıtımı bile Londra metrosunda “Rüyalarınızı hatırlamakta zorluk çekiyor musunuz?” yazılı bir afiş ile , yolcular arasında merak uyandırılarak yapılmış. Yine denilene göre jung öğretisinde erkek bilinçaltındaki feminen içsel kişilik "anima" olarak; kadındaki maskulen içsel kişilik de "animus" olarak tanımlanmış. Jung'a göre; kişinin sosyal kimliği ve iç kimliğini dengede tutması yani özündeki anima veya animusu öldürmeyip yahut yüzeye vuracak kadar beslemeyip dizginleyebilmesi de mühimmiş... Albümdeki şarkıların sözlerine baktığımda bulunmak zorunda olduğu kalabalık ortamlarda, oluşturduğu güvenli yalnızlık çemberinden etrafını sessizce gözlemleyen bireyin ahkamlarını içerdiğini düşünsem de sözleri kesin dille yorumlamak güç tıpkı rüyalar gibi. Thom York'un rüyası ancak o ve iyi bir terapist yorumlayabilir sanki... Öyleyse bana kalan arabada bu albümü çokça dinlemek. Umarım ki bu şarkılar rüyalarıma (uyandığımda unutmazsam) girip yorumlayabileceğim bir imge oluşturur...