Caz Kedisi Bu Sefer Yiğit Özatalay'ın Piyanosu Üzerinde...



Caz Kedisi'nin Kasım 2019, 19. Sayısında caz piyanisti ve besteci Yiğit Özatalay hakkında yazdım... İnternetten sipariş edilebilecek, çeşitli illerde bazı kitabevlerinde de bulunabilecek dergide yazıma 6 sayfa ayırmışlar... Yazıdan biraz tadımlık...

"Caz Kedisi ekibi olarak katıldığımız “3. Mavibahçe Caz Festivali” söyleşisinde "Şairlerin Cazcıları, Cazcıların Şairleri" başlığı ile katıldığım sunumumda şiir ve caz birlikteliğine dair en fazla malzeme veren müzisyen, piyanist, vokalist ve besteci Yiğit Özatalay’dı. Kendisiyle sizler için grubu “Yürüyen Merdiven” ile çıkardığı albümler ve şiir bestelerine yönelik çalışmalarıyla ilgili bir söyleşi gerçekleştirdim."

"Nâzım’la kurduğum ilişki için, öncelikle şununla başlamalıyım: ben müziği bir araç olarak görüyorum. Amacım değil. Bir şeyleri ulaştırmak, insanlarla paylaşmak için bir araç olarak görüyorum ben müziği. Önemsediğim, inandığım değerler var. Bir hayat duruşum, dünyaya bakış açım var ve tabii ki öncelikle kendimi gerçekleştirmek ve sonrasında da “bakın böyle gerçekler var ve ben böyle düşünüyorum” diyerek insanlarla paylaşabilmek var aklımda..."

"Bu şiire farklı yaklaşımım gözünden kaçmamış! “Yok mu, Var” şiiriyle 2009’da tanışmıştım. İlk okuduğumda çok etkilenmiş, hemen defterime not etmiştim. Uzun bir süre onu besteleme niyetim de yoktu. Sonra, sözsüz bir müzik üzerine çalışırken bu müziğin bu şiirle güzel bir örtüşme yaşayabileceğini keşfettim..."

"Kesinlikle. Hiçbir yazın türünün şiirdeki kadar açıklık veya “düzenli bir düzensizlik” taşıdığını düşünmüyorum. Caz nasıl ki âna, anlık koşullara göre biçimlenmeye değer veren bir müziktir, şiir de seslere ve sözcüklere aynı zamansal farkındalıkla, aynı doğaçlamavari oyunla dokunur..."