Çocuk Uyuduğunda'nın 7/8 Kasım yayınında “Almanca Güzel Bir Şarkı Olur Mu?” sorusuna cevap arıyor , önce 2. Dünya savaşının simge şarkısı Lili Marlen’i orjinalinden sonra en ünlü yorumundan ardından Atilla İlhan ve Ahmet kaya’dan dinliyoruz…. Almanca’yı çok seven, Alman dilinde iki albüm yapan İngiliz dahi müzisyen Peter Gabriel’den “Spiel ohne Grenzen” ve bu şarkının Arcade Fire’den Amiga bilgisayara kadar farklı yorumlarına kulak kabartıyoruz... Her devrin kadını ama punk ruhunu öldürmeyen Nina Hagen önce kendi söylüyor sonra annesi ile Kurt Weill’e bağlanıyor… Üç Kuruşluk Opera’dan Sting bile şarkı söylese de en güzel yorumu Ferhan Şensoy yaptığını fark ediyoruz. Bir anda 80’lere, akraba evine dönüp en karizmatik Alman şarkıcı Falco’nun 3 numaralı albümünü hatırlıyor, “Jeanny”nin hikayesinin aslını arıyoruz… Yaz okumalarımım müzikle bağlantısını Thomas Mann’ın ailesi “Buddenbrook”la kuruyor, biraz Wagner biraz da bestecisi bilinmeyen bir piyano-keman ezgisi dinliyor en çok Hanno Buddenbrook’a üzülüyoruz… En sevdiğimiz Alman ismine sahip Rainer Werner Fassbinder’in hatırlamamazlık edemeyip kadim bestecisi Peer Raben’le ezgiledikleri birbirinden güzel film müziklerinden pek azını dinliyoruz… Son olarak Fassbinder’in oyuncularındna Brigitte Mira’dan Almanca bir Leonard Cohen’le bitiriyoruz. Sonuçta Ekşi sözlüğün “almanca güzel şarkı olmaması” maddesine yazacak, Münih’teki akrabalarımıza önerecek pek çok şey buluyoruz…Canlı da olsa banttan da olsa iyi dinlemeler….
Yorum yapmak isterseniz devrimdikkaya@gmail.com adresine yazabilirsiniz...